Sentetik Kokular

Her ortamda maruz kaldığınız sinsi düşman.
Zehiri bal gibi sunan kimyasal savaş.
Duygularını yöneten, içinde 4 mevsim yaşatabilen
İstemediğin ne varsa yaptıracak kuvvete sahip olan isterse intihar ettiren, isterse zina yaptıran, isterse istediğini satın aldıran ,duygularınla misket oynayan, can alan, Ocak yıkan, hani o odalarımızın baş köşelerinde bulundurulan.
Seferde cebimizde en alimimizde, en cahilimizde, minicik bedenlerin elbiselerinde, bir bilmece tadında küçücük fıcıcık içi dolu turşucuk..
Namı değer SENTETİK KOKULAR!
Aslında baktığımız zaman sentetik olan tüm maddeler değilmi fıtratı bozan Mevlanın yaratmış olduğu bu muazzam sistemi fıtratından çıkararak sekteye uğratan..
Bir sistem düşünün öyle bir sistem ki kan basıncımızı, nefes alıp vermemizi, hormon dengemizi, hafızamızı, stres düzeyimizi kontrol ediyor.
Bu sisteme kontrolsüz bir şekilde ulaşan tek etkendir kokular..
Psikolojik ve fizyolojik hormonlarımızın dengesini , üreme, büyüme ve tiroit üretimini, duygusal hafızayı uyaran bir etken.
3 türlü sindirim vardır. mide, deri ve koku sindirimi.. bunlardan üçüncüsü KOKULAR’dır.
Doğal kokular hormon dengesi, ruhsal denge, protein ve enerji üretimini bağışıklık sisteminin izin verdiği ölçüde etkilerken, sentetik kokular 200 kat güçlü etkisi ile bağışıklığı baskılar ve tüm bu faaliyetleri düşman askeri gibi işgal eder.
Kokuların bu kadar güçlü bir etkisinin olduğu keşfedilince ne yazıkki kokular rekombinant DNA ve nano teknolojisi ile yapay olarak üretilmeye başlandı şuan parfüm içeriklerinin %95 inin yerini petrol ve kömür ürünü aromatik bileşikler, flatlar, ve sentetik miskler aldı.
Kimyasal aromatik bileşikler kullanıcısını yersiz coşku, halüsinasyon, baş dönmesi, depresyon, baş ağrısı, vertigo, kalpte ritim bozuklukları, hipertansiyon , ödemler, epilepsi gibi kasılmalar, hareketlerde yavaşlama, donukluk, kulak çınlaması , görme bozuklukları, deri ve mukozalarda morluklar, kan hücrelerini öldürme etkisiyle kanser gibi belalara müptela ederken, ne acıdır ki bu sentetik kokular günümüzde süt ürünleri, et ürünleri,
bal, kahve, nargile, sigara tütünü, mantar, baharat meyve ve sebzelerde, vücut bakım ürünlerinde, oyuncak ve aksesuarlarda, nano kumaşlarda, kuran, tesbih, seccade üretiminde, tedavilerde, camilerde, hastanelerde, okullarda, alışveriş merkezlerinde , araçlarda, kısaca her yerde bol miktarda kullanılmaktadır.
Bu kokular doğal kokulardan 200-2000 kat daha kuvvetlidir. Ve etkisi doğal kokular gibi zamanla azalmaz.
Bu kadar beynimizi ruhsal ve fiziksel hormonlarımızı etkisi altına alan bu maddeler ile minicik bebeklerimizin kıyafetlerini yıkayabiliyor evimizi yaşam alanımızı bu sentetik kokular ile zehirleyip bu havayı ailece soluyabiliyoruz. sonrasında başımıza gelen tüm bu rahatsızlıkların faturasını kadere kesiyoruz.
Mevlanın ezeli ilmi ile neyi tercih edeceğimizi bilmesi ve bizim bunu irade-i cüziyyemiz ile istediğimiz için mevlanın irade-i külliyesi ile onu var ettiğini unutuyoruz.
Kula Bela Gelmez Hak Yazmadıkça, Hak Bela Yazmaz Kul Azmadıkça
eğer bir yerde yapay zekadan üstelik yanında kokulardan bahsediliyorsa o noktada iyice bir düşünmek gerek.
Şimdilerde kişiye göre koku seçimi yapacak olan yapay zeka ürünü çıkarmaya hazırlanılıyormuş
Yapay zekanın vereceği kokunun adresine iyi bakın.
Limbik sisteme kontrolsüz olarak ulaşan tek şey kokulardır.
Sizce kokularımızı seçmekle neyi hedefliyorlar.. ?
Çocuklari Anne sütü ve kokusundan uzak tutarak: bu yöntemle iliklerine kadar ruhu yüreği aç birakilarak ömrünün sonunda kadar sistemin her dediğini yapan her ürettiğini satin alan hiç bir şeyle doymayan aç insanlar haline getirildi toplumlar.
Pek mühim bir yazı..ellerinize sağlık…Hani eskiler derleya melekler .. gibi güzel kokuyla zikre ortak olur..sırdaş olur..